Bunu da gördüm: Kışlada unutuldum!
Nasıl bir eziğim, vur ensesine al lokmasını adamım ki, unutuluyorum arkadaş. Ben tam bir ailesiyle alışveriş merkezine giderken arabada uyuya kalan, ve ailesinin de arabada unuttuğu (kasti/kasıtsız farkmaz) çoçuğun uyanıp uyku sersemi gözlerle kilitli bir arabanın içinden ağlarken baktığında, garajın görüntüsünü gri-beyaz sise çeviren gözyaşlarıyım. Ben eğer cesaretim olsa çizeceğim (en azından senaryosunu/esprilerini yazacağım) " Heavenly Regularity of Cosmic Oddities" isimli webcomic'in baş karakteriyim. Aynı zamanda üst rütbeli bir komutan geldiğinde gözden uzaklaştırılan (hem de in a far, far away galaxy tadında) askerciklerin başına dikilip de komutan gittikten sonra cumartesi mesaisinin bittiğinin haberinin verilmediği, kısaca kışlada unutulan bir Türk Silahlı Kuvvetleri mensubuyum. Evet ben, komutan karşısına bile çıkmayacakken o sıcağın altında uzun kollu kamuflaj ve hücum yeleği giydirilen ve kışlanın en ücra köşesinde 4 saat boyunca "hedef tarif usulleri" senin, "yön bulma usulleri" benim eğitim yapan o asteğmenim! Yok yalan söyledim, son bir saat hepimiz su kaynatıp geyik yaptık.
Olayın (unutulmamın) detaylarını henüz öğrenebilmiş değilim ama, beklemekten bıkıp da çaktırmadan santrali aradığımda gerçekleşen konuşma aşağıdaki gibidir. Yalnız bunu vermeden önce şu detayı da belirteyim ki, halime götünüzle gülerken loblarınız daha bir sallansın, zira askerleriminki öyle oldu. Kşl.Unt.Atğm. kışlada unutulan asteğmen olsun, Brzd.Lob.Ory.Dön.Oln.Askr.Grb. da birazdan lobları oryantale dönecek olan asker grubu, Levent de Levent olsun. DikmenXXX de aslında konuşma sırasında ismiyle hitap ettiğim santral operatörü.
Kşl.Unt.Atğm : Olm lan bizi burada unutmuş olmasınlar. kaç saat oldu ses seda yok.
Brzd.Lob.Ory.Dön.Glck.Oln.Askr.Grb: Gomtanım merak etmeyin, 3. koğuşta çok boş yatak var (hep bir ağızdan ehuehuahuhauhuhuhuahua nidaları).
Kşl.Unt.Atğm : (Birliğe yeni katılmış olan bir kısmına) Sizden önce oranın ağası bendim artiz. Levent çaktırmadan git bak bakalım, ne var ne yok millet ne yapıyor.
Bir espionage görevine gönderilebilecek son insan olan Levent gittikten 5 dakika ve bir asteğmenin makus kaderi hakkındaki sayısız seviyesiz esprinin ardından, Levent taze içilmiş sigara kokusunun püfür püfür efekti ile döner. Verdiği bilgi ortalıkta yani komutana gösterilecek olan sistem araçlarının çevresinde kimsenin olmadığı yönündedir. Püfür püfür sigara kokusu, bilginin doğruluğunu kanıtlamaktadır. Müteakip şu konuşma gerçekleşir:
Kşl.Unt.Atğm: Asteğmen Cantürk! DikmenXXX, komutan çıktı mı?
DikmenXXX : Çıktı komutanım çok oluyor.
Kşl.Unt.Atğm: Hmm iyi iyi, servisler kaçta (komutanın çıkışına müteakip kışlada halen toplanma faaliyetlerinin icra edildiği yönünde frodosal bir ümidi vardır)?
DikmenXXX : Komutanım servisler 17:00 de çıktı.
Kşl.Unt.Atğm: Olm bak taşşak geçme, ben hala kışladayım, basarım o muhabere merkezini, muharebe alanına çeviririm, sen de başniyazi olursun!
DikmenXXX : Yok komutanım valla doğru söylüyorum, bütün komutanlarımız çıkış yaptı.
Aynı esnada;
Ark.Lob.Çktn.Ory.Dnmş.Askr.Grb*: Beyler 2'şer lira çıkarın komutana taksi parası(muhahahahahahahahahaha....moar muhahahahahahahahahahahaha....MOAR MUHAHAHAHAHAHAHAHA...ve biraz da ehuehuahauhuahuehuhahauhauahua)!
Nasıl bir moral bozukluğudur anlatamam, gerçekten de kendi kendime "bu kadar kıymetimiz varmış vay beee! sen saçını süpürge et, canını dişine, kayıttan kuyudata, gepden hata kayıt defterine koş, karşılığında bunu gör vay beeee!" dedim. Belki gözümde sulanmış olabilir ama emin değilim. O kadar subay astsubay da ya şu adama bir asker gönderelim de servis saatini söyleyelim dememiş. İşte o an, bunca zamandır savunduğum "Efenim bu kurumun mantığı yok değil, vardır ama kendi şahsına münhasırdır, bizim gibi sivil kaynakların da anlaması zordur" hipotezimin çöktüğü ve hipotalamusumun da hipopotama döndüğü andır.
*: Artık Lobları Çoktan Oryantale Dönmüş Olan Asker Grubu.